Oku len saf *****
Balıkesir, Dursunbey - Kavacık köyü, Suçıktı mevkiinde 14/1 hissesi babama ait olan su ile çalışan taşlı değirmeni akrabalarımdan 20 yıllığına kiraladım. Değirmenimiz 30 yıldır çalışmadığı için atıl durumda idi. Değirmeni aslına bağlı kalarak restore ettim. içini tamamen hijyenik duruma getirdim. Gıdanın temas ettiği bölümleri krom çelikle kapladım. Ayrıca soyunma odası duş ve wc inşaa ettim.
Ailemle yılın büyük bölümünü Bursa'da geçiriyoruz. Bursa'da Ayar Zahire ismi ile hizmet verdiğim dükkanım sayesinde İznik Gölü güneyindeki bölgenin en doğal koşullarda üretilmiş Keçi ve Manda sütü ürünlerini de sizlere sunmaktan mutluyum. Mandalar yıl içinde en çok 1 ay fenni yem alıyorlar, diğer zamanlarda ormanda serbest dolaşıyorlar. Keçiler çok istisna durumlar dışında sürekli serbest besleniyorlar.
Değirmenimde elektrik bulunmamaktadır. Aydınlatmayı da ufak bir jenaratörle hallettim. Balıkesir Tarım İl Müdürlüğü'ne müracaat ederek değirmenime işletme kayıt ve gıda üretim izni müraacatı yaptım. Öncelikle İl Özel İdare'den ruhsat müracaatı yaptım ve aldım. Ama Tarım İl Müdürlüğü'ne yaptığım müracaatım olumsuz olarak geri çevrildi. Müraacatıma Türkiye'de hiçbir su değirmenine gıda üretim izni verilmediğini söylediler. Bunun üzerine bimerden başbakanlıktan yardım istedim. Ve aynı hafta içinde bana Tarım ve Köyişleri Gıda kalitesi ve Gıda koruma şubesine müraacat etmem istendi. Bana burada Türkiye'de ilk olarak su ile çalışan su değirmenine sahip olduğumu ve yaptığım işten dolayı beni tebrik ederek işletme kayıt belgemi verdiler. Bu kadar bürakrasiden sonra iş yerimi faaliyete geçirdim.
Buğdaylarımızın tamamı yerel tohumdur. Kesinlikle ziraat tohumlarını veya hibrit tohumları kullanmıyoruz. Katkı ve raf ömrü uzun olsun diye katkı kullanmıyoruz. Mahsüllerimiz kayıt altına aldığımız çiftçilerden alınmaktadır. Buğday cinsimiz genelde Gönen, Kırkpınar Tosun Bey ve Kabak Mana cinsidir. Ayrıca tat vermesi için 1/3 Durum buğdayı yani bulgurluk buğday karıştırmaktayız. Unlarımız katkısız olduğu için piyasa unları ekmek yapımında tam kabarma olmaz ama tat ve kokusu mükemmeldir.
Değirmenimde topladığım mahsülleri direkt üretici köylüden alıyorum. Üretici köylülerin tamamı kendi tohumunu saklamış köylülerdir. Mahsülleri büyük bir titizlikle seçiyorum ve bunları temizleyerek un haline getiriyorum. Şimdi bu unlarımı (buğday, çavdar, yulaf) gıda güvenliğini önemseyen bilinçli tüketicilere ulaştırmak istiyorum.
Saygılarımla. Halil Ayar
Ekmek yapımı tarifi:Merhabalar;Evde Halil Ayar’ın unuyla nasıl ekmek yaptığımı tarif edeyim;
Hazırlama aşaması:
Sadece un, su ve tuz kullanıyorum. Maya kullanmıyorum. Bizim aileye 1 hafta yetecek ölçü 2 (800 g’rlıklardan) kavanoz un, 1 tatlı kaşığı tuz (damak tadınıza göre ayarlayabilirsiniz) ve aldığı kadar ılık içme suyu.
Önce un ve tuzu büyükçe bir kaba alıp karıştırıyorum. (eğer kılçıklar rahatsız ederse kaba bir elekten geçirebilirsiniz unu) Sonra kabın içine yavaş yavaş suyu dökerek kaşıkla karıştırıyorum. Un ve su iyice karışınca tahta masanın üzerine alıp yoğurmaya başlıyorum. Kıvam için şöyle tarif edeyim: Bu aşamada hamur ne elime ne de masaya yapışmıyor, oyun hamuru gibi kaldırıp yoğurabiliyorum. 10 dk kadar yoğurup temiz bir tülbenti ıslatarak deminki kaba yayıyorum, hamuru da içine koyup aynı tülbentle kapatıyorum ve ılık bir yere (kalorifer üstü gibi) koyuyorum. Burada 24 saat bekletiyorum. Arada sırada bakıp tülbent kurumuşsa üzerine fısfıs ile su atıyorum. Eğer evde olmayacaksanız üzerine bir streç film geçirebilirsiniz.
Pişirme aşaması (24 saat sonra):
Hamuru hafif unlanmış masaya alıp yine yoğuruyorum (1-2 dakika). Bu aşamada hamur kabarmış olduğundan elinize ve masaya yapışabilir, bu normal.
Fırın tepsisine yağlı kağıt koyup üzerini biraz unluyorum ve 2-3 parçaya bölüp ekmek şekli verdiğim hamurları üzerine koyuyorum ve nemli tülbenti yine üzerine örtüyorum. Böyle 30 dak kadar dinleniyor.
Pişirmek için bizim emektar fırını 200 dereceye getirip turboya ayarlıyorum ve ısıtıyorum. Isınınca (tam sıcaklığı bilemiyorum tabii) üzerlerine bıçakla çizik attığım ekmekleri içine atıyorum, 15 dakika 200 derecede pişirdikten sonra sıcaklığı 150’ye düşürüp 40-45 dakika kadar daha pişiriyorum. (Bu derece ve süreleri kendi fırınınızda denemeniz gerekebilir. ) Pişerken 2-3 kez fısfısla fırının alt tarafına su atıyorum, böylece içerde buhar oluyor ve ekmekler kurumuyor. Bazıları kap içinde su koyun diyor ama ben bu yöntemi daha iyi buldum. (Eğer kabuklar sert olsun isterseniz suyu ekmeklerin üzerine püskürtün.)
Fırını kapattıktan sonra kapağını açıyorum (pişme dursun diye). Hafif soğuduktan sonra ekmekleri içinde bırakarak kapağı kapatıyorum. Ertesi sabah da yemeğe başlıyoruz. Genellikle Cumartesi akşamı pişirip Pazar sabahı yeniyor bizde.1 hafta boyunca buzdolabında saklıyoruz, yiyeceğimiz zaman dilimleri kesip ısıtıyoruz.Afiyet olsun.
http://www.geleneksel.com.tr/urun/tam-bugday-unu/